MERHABA
Bugün sizlerle son aylarda ailece yaşadığımız bir sıkıntıyı paylaşmak istiyorum; istiyorum çünkü yeterince bilinmeyen fakat kötü sonuçlar doğurabilen bu durum hakkında bilgilendirme ihtiyacı hissettim.Kızkardeşimin 2.çocuğuna gebe olduğu haberini alınca ailece çok sevindik, fakat bebek aşağıda tutunmuştu ve düşük tehlikesi vardı, ayrıca bebeğin eşinin önde olduğunu söylemişti doktoru.Kanaman olabilir, fakat endişe etme, bebek zamanla yükselir ve durumun normale döner demişti.
Kızkardeşim, bir kaç ay sonra rutin gebelik taramaları yapılırken,bir başka doktora bu durumdan bahsetti, bunun üzerine yapılan muayenede bebeğin halen aşağıda olduğu, rahimde damarlanmalar olduğu, bunun da çok tehlikeli bir durum olduğunu söylemiş ve gebeliğinin 7.ayında mr çekilmesini istenmiş. MR sonucunda ise plasenta previa perkreata teşhisi konuldu. Plasenta sadece rahim duvarına değil mesaneye de yapışmıştı, çok daha sıkıntılı bir durum bekliyordu kardeşimi. Öyle ki, her an hayatını tehlikeye sokacak şiddette kanaması olabilirdi, plasenta bebeği besleyemeyebilirdi ve doğumda çok riskli durumlar ortaya çıkabilirdi. Hemen araştırmalara başladık, akreata teşhisi konulduğu için özel hastahaneler doğumu kabul etmedi, tıp fakültelerinin bu konuda çok daha iyi olduğu,kan bankaları,yoğun bakım üniteleri olduğu için özel hastahane yerine tıp fakültelerinde doğumun yapılması gerektiğini söyledi görüştüğümüz tüm doktorlar. Nihayetinde evlerine de yakın olduğu ve olası kanama anında hemen ulaşabilmek adına Kocaeli Umuttepe Tıp Fakültesi'nde karar kıldılar.Doktorları bebeğin 2500 grama ulaşmasını beklediler ve operasyon için 33-34 haftayı geçirmeyeceklerini belirttiler. Gebeliğin ilerleyen ayları kanama açısından daha riskli olduğu için muhtemel operasyon tarihinden iki hafta önce hastahaneye yatırdık kardeşimi.Operasyon günü, doğumda oluşabilecek şiddetli kanama için 10 ünite kan hazırlandı, operasyon esnasında plasentayı rahimden ayıramazlar ise, rahmini alabileceklerini de söylediler.Sonuç; 2500 gr ağırlığında dünya tatlısı bir kız, minik Ece'miz dünyaya geldi, hemen bebek yoğun bakım ünitesine aldılar, ardından bizim için ameliyathane kapısı önünde endişeli bir bekleyiş başladı, 2,5 saat sonra kızkardeşimin operasyonunun tamamlandığı haberini aldık, kardeşimi operasyon sonrası yoğun bakıma aldılar, sezeryanın hemen ardından plasenta rahimden ayrılmadığı için şiddetli kanaması başlamış, 9 ünite kan vermişlerdi.Rahmini alamadıkları için, tekrar kanama üretme riski vardı.Ertesi gün yoğun bakımdan çıktı, 1 ay hastahane de yattı, rahimde kan birikmesi olduğu için bir operasyon daha geçirdi, enfeksiyon değerli yükseldi, bir müddet riskli durumu devam etti. Operasyonla birlikte toplam 14 ünite kan verildi.Şu an evde dinleniyor ve sık sık kontrole gidiyor. Enfeksiyon değerleri artık düştü, rahat yürüyebiliyor, morali çok daha iyi.Her geçen gün daha iyiye gidecek inşaallah.
Bunları anne adaylarını korkutmak için yazmıyorum, ama çok fazla bilinmeyen, fakat özellikle son yıllarda sezeryanın artması kaynaklı daha sık karşılaşılan bir durum hakkında bilgilendirmek için yazıyorum. Tabi sadece sezeryan kaynaklı olmayabiliyor, ama sıklıklar küretaj ve sezeryan operasyonlardan sonra yapışıklıklar olabiliyor. Sonradan öğrendik ki, plasenta previa olan hastalarda yani bebeğin eşinin önde olduğu durumlarda akreata olma riski de çok yüksekmiş, bu durum bilinmeden girilen doğumlarda anne adayının hayatını riske sokacak durumlarla karşılaşmak çok olası.Biz durumu bilerek ve tüm hazırlıklar yapılarak girilen bu operasyonda bile çok sıkıntılı durumlarla karşılaştık. Allah razı olsun, doktorlarımız Emek Bey ve Yiğit Bey, bu zor operasyonda hızlı kararlar alarak minik Ece'nin ve kızkardeşimin hayatını kurtardı.Operasyon sonrasında ki 1 aylık hastahanede yatış süresinde de sürekli kontrol ederek, müdahalelerde bulunarak kardeşimin sağlığına kavuşmasını sağladılar.
Vakit ayırdığınız ve okuduğunuz için teşekkür ederim,
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder